OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE EĞİTSEL GÖNDERİLER

      Okul öncesi dönem çocuğu için oyun oynamak vazgeçilmezdir. Çocuklar bu dönemde oyun oynayarak gerçek yaşam deneyimi kazanmaktadırlar. Günümüz çocukları bizim çocukluğumuzdaki kadar şanlı değiller diye üzülüyorum bazen. Bizler okuldan gelir sokağa oyun oynamaya çıkar annelerimiz camdan "akşam oldu, artık eve gel" diye seslenene kadar da girmezdik eve. Günümüz çocukları daha çok evde ve okulda arkadaşlarıyla oyun oynuyorlar. Onlarda oyun oynamıyor değiller tabi. Eğer şanslılarsa evde onlara bakan anne, anneanne, babaanne, iyi bir abla ya da oyun oynamayı seven, yaptığı işi gönülden seve seve yapan bir bakıcıyla oynuyorlar. Okula başlama yaşları geldiğinde aslında oyun oynamak için hayatlarındaki en şanslı döneme girmiş oluyorlar. Çünkü okulda birçok akranıyla birlikte aynı ortamda uzun saatler bir arada oluyorlar. Birde gittikleri okul çocuk gelişiminin ne kadar önemli olduğunun bilincinde olup oyun temelli bir eğitim veriyorsa değmeyin keyiflerine. Çocuklar bu...

            Erken çocukluk döneminde çocukların her alanda gelişimlerinin desteklenmesi çok önemlidir. Bu gelişimlerini desteklemek için okul öncesi dönemde zengin uyarıcı bir ortama maruz kalmaları çocukların gelişimlerinde olumlu yararlar sağlamaktadır. Sosyal duygusal alanda gelişimlerini destelemek için yapılan bazı rutin etkinliklerden bahsetmek istiyorum size. Sınıflarda öğrencilerimizle yaptığımız rutin etkinliklerden olan göster anlat etkinliği haftanın seçilen bir günü, o hafta öğretmen tarafından belirlenen öğrenci ile gerçekleştirilmektedir. Etkinlik belirlenen öğrencimizin evden getirdiği bir objeyi ( örneğin  top, kitap, teleskop, dürbün, bilim seti, oyuncak dozer vb.) sınıf arkadaşlarıyla paylaşmaktadır.  Sınıftaki diğer çocuklar o hafta sınıfta kimin göster anlat etkinliği yapacağını bilmezler. Her hafta etkinliği yapacak kişi süpriz isim olur. göster anlat etkinliği için getirdiği objeyi öğrenci grup önünde arkadaşlarına gösterir ...

         Dünya da artık teknoloji her gün daha hızlı ilerlediğini görüyoruz. Bu ilerleme hızı her gün daha da artmaktadır ve dolayısı ile her gün daha da hayatımızın içine girmektedir. Oturduğumuz eve çıkmamızı kolaylaştıran asansörden haberleşmek için cebimizde çantamızda taşıdığımız cep telefonlarımız teknolojinin bize sunduğu imkanlardır. Hayatımızı kolaylaştırması yönüyle baktığımızda teknolojinin doğru kullanılması çok önemlidir. Peki ya eğitimin içinde teknolojinin yeri nedir? Ne ölçüde eğitimin içine entegre edebildik teknolojiyi? Doğru yöntem ve teknikleri biliyor muyuz. Biz öğretmenler olarak bildiğimizi düşünelim. Bu alanda yeterli donanıma sahip öğretmenlerimizin olduğu gibi kendini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapması gereken öğretmenlerimizin de olduğu unutulmamalıdır. Peki çocuklara bu konuda doğru rehberlik edebiliyor muyuz? İlkokula giden çocukların hepsi bir şekilde teknolojiyi tanıyor ama ne kadar farkındalar, aileleri bu konuda...

Türkler yaklaşık yarım yüzyıldır Avrupa’nın ve dünyanın pek çok ülkesinde işçi olarak bulunmaktadır. Gittikleri her kıtada oranın diline, yaşam tarzına, sistemi içerisine dahil olmakta zorluklar yaşamaktadırlar. Bu karşılaşılan zorluklar zamanla yaşadıkları ülkeye alışmaları, uyum süreçleri kuşakların sayısı artarak hız kazansa da gittikleri pek çok ülkede hala sıkıntılar yaşamaktadırlar. Kendilerinin yaşamış oldukları bu sıkıntılar geçimlerini sağlama çabalarının yanında yanlarında götürdükleri çocuklar ya da gittikleri ülkede yaşarken sahip oldukları çocukları bu sorunların içine dahil olarak büyümektedirler. Almanya’da bu ülkelerden birisidir ve Türklerin yoğun olarak yaşadığı ülkedir. Orada ki Türk işçilerin sosyal ve kültürel birçok sorunu arasında en önemli sorunlarından biri çocuklarının eğitim sorunudur.             Yapılan araştırmalar ve istatistiksel rakamlara göre çocukların ve gençlerin Almanlar ve diğer yabancıla...